Programı aşağıdaki kısımdan indirip çıktı alabilir ve günlük yaptığınız çalışmaları üzerine yazabilirsiniz. Böylece 2 hafta boyunca ne kadar çalıştığınızı takip etme şansınız olacaktır. Her öğrencinin konu eksiği ve seviyesi farklı olabilir. Bu yüzden siz de örnek programı kendinize göre düzenleyebilirsiniz.
|
0 Comments
EV ÖDEVİNİN ÖĞRENCİYE FAYDALARI •Düşünme ve hafıza becerilerini geliştirir. •Düzenli çalışma alışkanlığı kazandırır. •Zaman yönetimini yapmasını sağlar •Bağımsız çalışmayı öğretir. •Kendi sorumluluğunu almayı öğretir. •Sınıfta işlenen konuların tekrar edilmesine yardım eder. •Ertesi gün işlenecek konulara hazır olmalarını sağlar. •Konuları sınıfta olabileceğinden daha derinlemesine öğrenmesine yardım eder. •Öğrendiği farklı bilgileri ve becerileri bir görev üzerinde bir araya getirmesine imkân verir. KENDİNİ ANLATMANIN BİR YOLU: SANAT İnsanların ilk anlam arayışları yani antikçağdan itibaren sanat kavramı önemli bir tartışma konusu olmuştur. İlk başta güzelin, iyinin ne olduğu tartışılmıştır. Günümüze yaklaştıkça bu tartışma konusuna sanatın toplum içindeki yeri de eklenmiştir. Burada temelde iki grup oluşmuştur. Kimileri sanatın sanat için olduğunu yani sadece göze, kulağa hoş gelmesi gerektiğini ve duygulara hitap etmesi gerektiğini savunmuştur. Diğer bir grup ise sanatın toplum için olduğunu savunarak daha geniş bir kitlenin duygu ve düşüncelerine sanat ile tercüme olunabileceğini söylemişlerdir. Günümüzde ise sanat ve estetik kavramları insanların kendini ifade etmede en önemli araçlardan biri olarak görülmektedir. Kimi insanlarla karşılaşırız kendilerini konuşarak çok net bir şekilde ifade ederler. Bu insanlar sözleri o kadar güçlü kullanırlar ki karşısındaki kişi onların ne demek istediğini tam olarak anlayabilir. Fakat sanat bu duruma bambaşka bir boyut kazandırmıştır. Sanatın geliştiği toplumlarda bireyler artık kendilerini sadece sözle ifade etmenin gerekmediğini görmektedirler. Böylece kimi yazdığı yazı ile duygu ve düşüncelerini ön plana çıkartmaya başlamıştır. Yazılan edebi eserler o kadar kuvvetli bir hal almıştır ki kişiler okurken kendilerini o kitabın karakteri ile özdeşleştirmiş, o karakterin başına gelenleri ya da düşüncelerini kendi hayatları içinde anlamlandırmışlardır. Kimi bireyler ise kendilerini resim ile ifade yolu seçmişlerdir. Çizdikleri resimlerde kullandıkları semboller ya da renklerin uyumu onların ruh dünyalarının birer aynası olmuştur. Da Vinci’nin ünlü tablosu Mona Lisa’da olduğu gibi yıllarca ne anlatılmak üzerine tartışılmıştır. Bazı kişiler ise kendilerini en iyi ifade yolu olarak müziği seçmişlerdir. Müzikte bazen sözlere bile ihtiyaç kalmaz. Duyduğunuz bir enstrümanın ritmi o an sizi bambaşka dünyalara taşıyabilir. Kimileri ise dansı bir ifade yolu olarak seçmişlerdir. Müziğin etkisi ile ortaya koydukları figürler kimi zaman bireyin savaşını kimi zaman ise çektiği acıları insana birebir yaşatır. Her insanın yaşadığı duygular ve düşünceler farklılık gösterir, aynı şekilde bunları ifade ediş şekilleri de birbirinden farklıdır. Özellikle ergenlik dönemindeki bireylerin en büyük şikayetleri kendilerini net bir şekilde ifade edemedikleri veya çevresindeki kişilerin kendilerini anlamadığı olmaktadır. Sanat ile uğraşmanın en büyük katkısının ise bu bakımdan insanlara destek olduğunu söyleyebilirim. Farklı sanat dallarını tanıdıkça kişi aslında kendini tanır, kendini nasıl daha iyi ifade edeceğinin farklı yönlerini öğrenir. Duygu ve düşüncelerini daha iyi anlar ve bunu karşısındakine daha iyi yansıtır. Bu yüzden sanat ile uğraşan çocukların kendilerine olan güvenlerinin daha yüksek olduğunu ve kendilerini daha iyi ifade edebildikleri için daha mutlu olduklarını söylemek yanlış olmaz. Psikolojinin ilk gelişmeye başladığı yıllarda kişiler sadece gözlemlenmiş veya konuşularak tanınmaya çalışılmıştır. Oysa günümüzde oyun terapisi, masal terapi ve sanatsal terapi gibi birçok farklı yöntem kullanılarak kişinin sözle ifade edemedikleri tespit edilmekte ve ona daha fazla yardımcı olunabilmekte. Bir sanat eserinin siz de canlandırdığı duygu ve düşünceler sizin ruh dünyanızı dışarıya yansıtmaktadır. Bu yüzden sana hayatımızın önemli bir parçası olmalı. Düşüncelerinizi bir şarkı ile ifade etmeye çalışın, bırakın enstrümanın notları sizin yerinize konuşsun, öyle bir resim yapın ki renk dünyasında insanlar sizi görsün, kendinizi müziğin akışına bırakıp öyle bir dans edin ki izleyenler her hareketinizde sizin duygunuzu hissetsin. ÇÜNKÜ SANAT KİŞİNİN KENDİSİNİ İFADE ETMESİNİN BİR ÇOK FARKLI YOLUNU SİZE GÖSTERECEK. Bir öğrencinin algısı, diğer insanlarla ilişkileri ve öğrenme ortamındaki davranışlarına etki eden bilişsel, duyuşsal ve fizyolojik yapısı, onun öğrenme stilini belirler. Öğrenme stillerini temelde üç ana özellikte toplayabiliriz. Bunlar;
Görsel İşitsel-Duyusal Dokunsal (Kinestetik) Bir bireyin etkili ve verimli ders çalışma sistemlerini belirleyip uygulayabilmesi için; öncelikle kendi öğrenme stilini iyi tanıması önemlidir. Bu stillerden sadece tek birine sahip olmak, hemen hemen imkansızdır. Genelde bu üç biçimden her birini farklı ağırlıklarda kullanırız. Görsel Öğrenenlerin Genel Özellikleri Görseller, özel yaşamlarında genellikle düzenli ve titizdir. Karışıklıktan ve dağınıklıktan rahatsız olurlar. Dağınık bir masada çalışamazlar, önce masayı kendilerine göre düzenlerler, daha sonra çalışmaya başlarlar. Kalem, silgi, kalemtıraş gibi araçlar için sıra veya masada kendilerine göre yerler belirlerler ve bu araç gereçleri hep bu yerlerde tutarlar. Çantaları dolapları her zaman düzenlidir. Yazmayı sevmeseler bile defterlerini düzenli ve itinalı kullanırlar. Defterlerinin köşeleri kıvrılmaz, kıvrılırsa da ataç takarak bu kıvrılmayı önlemek için gayret gösterirler. Görsel sanatlar, edebiyat, yaratıcı yazı çalışmaları ve deneme tarzında yazılmış olan edebi eserler ilgilerini çeker. Konu anlatımı veya bir olayın anlatımındansa yazılı olarak verilmesini tercih ederler. Okudukları ve yazdıkları metinlerde yazım, noktalama ve diğer dilbilgisi kurallarına duyarlıdırlar. Bu özelliklerinden dolayı evde büyükleri, okulda öğretmenleri tarafından takdir edilirler. Görsel Öğrenenlerin Güçlü ve Zayıf Yanları Güçlü Yanlar Gördüklerini ve okuduklarını hatırlarlar. İyi gözlemcidirler. Birebir etkileşimi ve göz temasını önemserler. Farklı renkleri kullanmaktan hoşlanırlar; bu şekilde daha kolay düşünür ve öğrenirler. Resimlerle veya sözcüklerle düşünmeye yatkındırlar. Çevrelerindeki detayları gözlemlerler. Okumaya düşkündürler. Yüzleri iyi hatırlarlar. Liste yapmayı severler. Kolay organize olurlar. Çantaları, masaları, dolapları vb. düzenlidir. Uzun hedefli planlar yapabilirler. Zayıf Yanlar Duyduklarını uzun süre hafızada tutamazlar. Ders anlatılırken not almazlarsa huzursuz olurlar. Yazılı olmayan bilgiyi fark etmeyebilirler. Karmaşık ve karışık ortamlarda huzursuz olurlar. İsimleri hatırlamakta zorlanırlar. Görsel materyallere dayanmayan uzun anlatımlara tahammül edemeyebilirler. Dağınıklığa ve düzensizliğe tahammülsüzdürler. Plansızlığa, programsızlığa tahammül edemeyebilirler. Sözel yönergeleri hatırlamakta zorluk çekerler. İşitsel Öğrenenlerin Özellikleri İşitseller, küçük yaşlarda kendi kendilerine konuşurlar. Ses ve müziğe duyarlıdırlar. Sohbet etmeyi, birileri ile çalışmayı severler. Yabancı Dil öğreniminde (konuşma ve dinleme becerilerinde) başarılıdırlar. Kendi kendine konuşmaları nedeniyle öğretmeni dinlemekte zorlanabilirler, bu özellikleri nedeniyle, işittiklerini daha iyi anlama özelliklerine rağmen bu şanslarını kaybederler. Gözle okuma esnasında hiçbir şey anlayamayabilirler. Bu nedenle, okurken dudakları oynar, sesli okurlar. Desteklemek için en azından kendi kulağının duyabileceği bir sesle okumalarına izin verilmelidir. İşittiklerini daha iyi anlarlar. Daha çok konuşarak, tartışarak öğrenirler. Bilgi alırken dinlemeyi okumaya tercih ederler. Tempolu ve ahenkli konuşurlar. Olay ve kavramları birinin anlatması ile daha iyi anlarlar. Grup ve ikili çalışmalarda konuşma ve dinleme olanakları olduğu için iyi öğrenirler. Hatırlamak istediklerini, birisi kendilerine anlatıyor ya da söylüyormuş gibi işiterek hatırlarlar. İşitsel Öğrenenlerin Güçlü ve Zayıf Yanları Güçlü Yanlar Duyduklarını hatırlarlar. Uzun anlatımlarda bile anlatılanların içerisinde kaybolmazlar. İyi bir konuşmacı olabilirler. Müzik hatırlamalarını kolaylaştırır. Pek çok kişi için bir anlam ifade etmeyen ses, ritm, melodi onların pek çok şeyi hatırlamalarını sağlar. Ses taklitlerine yatkındırlar. Konuşulmuş/tartışılmış olan konuları hatırlarlar. Bilinmeyen kelimeleri anlamından çıkarırlar. Yüksek sesle okumaktan hoşlanırlar. Anlatım becerileri yazı yazma becerilerinden iyidir. Zayıf Yanlar Gürültüden rahatsız olurlar. Gürültülü ortamlarda konsantre olamazlar. Resimler ve resimli anlatımlardan rahatsız olabilirler. Dersin melodik ve ahenkli bir ses ile anlatılmasını isterler. Okumaktansa dinlemeyi tercih ederler. İsimleri hatırlasalar da yüzleri hatırlamakta zorlanırlar. Yazmaktan hoşlanmazlar, konuşmayı tercih ederler. Yazarken noktalama işaretleri, dilbilgisi hataları yapabilirler. Dokunsal Öğrenenlerin Özellikleri Dokunsallar oldukça hareketli olur ve hareket halinde öğrenirler. Tahtayı silmek, pencereyi açmak, kapıyı örtmek, tebeşir getirmek hep onların görevi olsun isterler. İlgi odağı olmaktan hoşlanırlar. Uzun müddet oturduklarında ve hareketsiz kaldıklarında zorluk çekerler. Tahta-tebeşir-anlatım ders işleme sisteminden en az yararlananlar onlardır. Bu nedenle, “yaramaz” ve “tembel” olarak tanımlanabilirler. Dikkatlerini çekmek için dokunmak ve temas önemlidir. Öğrenebilmeleri için yaparak-yaşayarak öğrenme dediğimiz öğrenme tekniklerinin uygulanması faydalıdır. Sosyal ortamlarda canlılık ve hareketlilikleriyle dikkat çeker; insanlara yakın dururlar. Kısa, öz, dokunarak, jest/mimiklerle ve hareket ederek konuşurlar. Dokunsal Öğrenenlerin Güçlü ve Zayıf Yanları Güçlü Yanlar Yapılanı hatırlarlar. Oyunlara bayılırlar. Ya eğlendirmelidirler ya da eğlenmelidirler. Aktif katılımı severler. Birkaç konuda birden aynı anda çalışabilirler. Dramatizasyondan hoşlanırlar. Hareket içeren hikaye kitapları okumayı severler. Zayıf Yanlar Konuşanı veya görüleni hatırlamakta zorlanırlar. Okumada zorlanmışlardır ya da zorlanmaktadırlar. Okumayı sevmezler. Yazım hataları yaparlar. Bastırarak kalın yazarlar, yazıları diğer stillere göre iyi değildir. Çok iyi işitemeyebilirler ya da işittiklerinden anlam çıkarmakta zorlanırlar. Bulundukları ortamın gereklerine özen göstermeden hareket ederler. Rutinlerden, plan ve programdan fazla hoşlanmazlar. Öğrenme Stillerine Göre Nasıl Çalışılmalı? Görsel Ağırlıklı Öğrenenler; Öğrenmeyi kolaylaştırmak için; Çalışırken renkleri kullanabilir (fosforlu ve diğer renkli kalemler, özellikle zıt renkler). Kitapların kenarlarına bir bakışta, o bölümü ona hatırlatacak sembol ve resimler çizebilir. Ders dinlerken not alabilir. Çalışma kartları hazırlayabilir. Elde taşınabilecek ebatlarda renkli karton veya renkli kağıtlara konu özetlerini (anahtar ifadeleri), formülleri, tarihleri, kısa bilgileri vb. yazabilir. Bu kağıtları yanında taşıyıp arada bir bakmak akılda kalmasını kolaylaştırabilir. Harita, şema ve diğer görsel araçlar için kısa açıklamalar yazabilir. Karmaşık konuları çeşitli şekillere dönüştürebilir (zihin haritası vb) Öğrenmeleri gereken materyalleri kendileri planlamalı ve organize etmeli. Çünkü planlama ve organize etmek öğrenmeyi kolaylaştırabilir. Hafızasında tutması gerekenler için görsel hatırlatma notları hazırlayabilir (aynaya, defterin kapağına, dosya üzerine ve benzeri yerlere post-it veya bantlayacağı kağıtlar kullanabilir). Matematik çalışırken; - Problemden ne anladığını yazması, - Probleme ait verileri, istenilenleri renkli kalemler kullanarak yazması, - Evde çalışırken bilgileri organize etmek için posterler hazırlaması gibi yöntemler işe yarayabilir. Bilgisayarla çalışırken; - Çizim programları ile görsel/sözel posterler vb. hazırlaması, - Grafikler ve diğer görsel materyaller üretmesi, - Excel vb. programları kullanmayı geliştirmesi - Bilgisayar için hazırlanmış çalışma cd’leri kullanması faydalı olabilir. Videolar, belgeseller izlemesi iyi bir öğrenme yöntemi olabilir. İşitsel Ağırlıklı Öğrenenler; Öğrenmeyi kolaylaştırmak için; Grupla ve/veya bir çalışma arkadaşıyla çalışabilir. Konuları tekrar ederken yüksek sesle okuyabilir. Kasetçalar kullanabilir, okuduklarını kasete kaydederek kendi kasetlerini oluşturabilir. Sınava hazırlanırken bu kasetleri dinleyerek çalışması etkili olabilir. Bellekte tutulması gereken bilgiler (tarih, isimler, yer adları vb) için çeşitli melodiler yapabilir. Bu melodilerin komik, saçma ya da çılgınca olması öğrenmelerini çabuklaştırabilir. Kendilerinin bu şarkıları yapması daha da önemlidir. Önemli konular ve talimatları yüksek sesle okuyup tekrarlayabilir. Matematik çalışırken; - Yeni konuları (sesli) konuşarak, kendine anlatarak çalışması, - Problem çözerken kendi sözcükleriyle ifade etmesi, - Problem çözerken aklından geçenleri o sırada yalnız da olsa sesli anlatması faydalı olabilir. Bilgisayarla çalışırken de bilgisayar üzerinde ses kayıtları yapması ve bunları daha sonra sınavlara hazırlanırken kullanması iyi bir öğrenme yöntemi olabilir. Dokunsal (Kinestetik) Ağırlıklı Öğrenenler; Öğrenmeyi kolaylaştırmak için; Çalışırken elinde kitap ya da çalışma kartları ile yürüyebilir, hareket edebilir, yüksek sesle okuyabilir. Çalışırken kendi istediği yerde ve şekilde çalışmasına izin verilebilir. Bir şeyler anlatacağı zaman ayağa kalkabilir ve tüm vücudunu kullanarak anlatabilme özgürlüğünün olması faydalı olabilir. Yeni bir konu öğrenirken oturmak zorundaysa, elinde bir şey olmasına izin verilebilir (kalem, silgi, vb.). Bilgi ile hislerini ilişkilendirebileceği tarzda etkinlikler faydalı olabilir (kum üzerine yazma, hamurlarla şekiller oluşturmak, vb.). Ders anlatan kişinin mimik, drama ve abartılı ağız hareketleri daha iyi anlamalarına yardımcı olabilir. Ellerini kullanabileceği çalışmalar yapabilir; anahtar kavramlar için modeller inşa edebilir (lego, oyun hamuru, kil). Laboratuar çalışmaları için fazladan zaman ayırıp, evde de benzer deneyleri yapabilir. Konu ile ilgili müze, tarihi yerler gibi, yaşayarak öğrenebileceği yerlere gidebilir. Matematik çalışırken, bilgileri gündelik hayatları ile ilişkilendirebilecek şekilde somutlaştırmaları faydalı olabilir. Bilgisayar ile çalışırken, özellikle model inşa edebileceği, parçaları oradan oraya götürebileceği yazılımlarla alıştırmalar yapması iyi bir öğrenme yöntemi olabilir. |
YAZARERSAN ERTÜRK Arşivler
Haziran 2021
Kategoriler |